Selamlar Ömer'ım, Doğum günün kutlu olsun. İçimde tarif edilemez bir acı büyüdükçe büyüyor. Yokluğunu idrak ile inkar arasında debelenip duruyorum. Sen sonsuzluğa göç ederken geride kalan bizler sus, pus hayatın velvelesinde ilk kez koşuşturmacayı bırakmış, oturmuş boşluğa bakıyoruz. İnsan hiç içine içine ağlar mı? Ağlarmış Ömer'im. Hayatın bize yüklediği, Allah'ın bizden beklediği kulluk olmasa buralar çekilmez, be Ömer'im.
Şaka deyip çıkagelmeni çok bekledim ama nur yüzünü son gördüğüm yattığın soğuk mermer aklıma gelip, bu bekleyişlerimin umutsuzluğunu bana haykırıyor. Sen sevdiğinin yanındasın. En sevgiliye kavuştun. Biz ise şatafatlı bir rüyanın bir anda renklerinin solduğu, sonra griye boyandığı, tatsızlaştığı ve neresinde olduğumuzu bile bilmeden oradan oraya bu boş hikayede sürüklenmeye devam ediyoruz. Hayata anlam katmayı en çok sen bilirdin. O anlamı katmayı bildiğin bu hayatta biz anlam aramaya, olanları anlamaya çalışıyoruz. İyi, kötü, güzel, çirkin, her şey boşmuş Ömer'im.
Bu hayatta en önemli şey uzaklık, yakınlık mış insanın sevdiklerine. Sen şimdi uzaklardasın. Bedeni bırakıp göçüp gittin... Seni çok çok çok seviyorum. Emanetin emanetimiz, Allah ömür verdikçe...
19:33 "Doğduğum gün, öldüğüm gün ve diri olarak kaldırılacağım gün bana selam olsun."
Sana selam olsun. Sana Cennet kapıları ardına kadar açılsın, onurlu bir girişle Allah'ım cennetine kabul etsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder