Davranış bilimleri enstitüsü diye bir kurum varmış, evlenenlere 176 soruluk test yapıp uyumluluklarını test ediyormuş. Buranın başındaki Psikolog Hejan Hepözdemir'e göre iyi bir ilişkinin formülü olmadığını söylüyor. Ama bir evliliği bitirmenin formülü açıkmış:
-Tahammül etme
-Eleştir, küçümse, aşağıla
-Konuşmayı reddet
Bana göre mutlu evliliğin tek bir formülü var, bir kişiyi sevin, hayran olun, aşık olun ve karşı taraf da aynı duygular içindeyse onunla evlenin. Bu aşktan kastım karşı cinse duyulan güçlü arzu, heyecan olayından biraz farklı; elbette o da var. Aşk maşukun ruhuna aşık olmak bir bakıma. Onun ruhunun yakın olması demek değil de, birbirlerine uyum içinde o ruhların sarmalanması denebilir.
Aşırı heyecan geçtikten sonra (o gözünüze perde indirirmiş çünkü) gerçekten aşık olup olmadığınızı daha kolay anlayabilirsiniz. Hala o özel insanın gözlerinin içine bakıyorsanız, hala yaptıklarına hayransanız ve size göre ters olan haraketlerine bile tahammül edebiliyorsanız siz aşıksınız demektir.
Aşık olunca zaten yukarda sayılan 3 maddeyi de içsel olarak yapmıyorsunuz. Yapmamaya gayret ederek değil, isteyerek yapmayarak. Elbette en anlaşan kişilerin bile birbirlerine uymayan yanları vardır ama hayran olduğunuz kişinin kötü yanları (yani size göre kötü yan, yoksa kötü yan yoktur) tahammül edilebilir. Tahammül edebiliyorsanız, eleştirmezsiniz ve herşey çok güzel olur.
Tavsiyem, sevdiğiniz, hayran olup aşık olduğunuz kişiyle evlenmeniz. Aşık olduğunuz veya evlendiğiniz kişiye sonra hayran olmaya çalışmayın. Bu hem size, hem karşınızdakine haksızlık. Her insanın bir kişiliği vardır, kişinin en mutlu olduğu hali kendi halidir. Onu eleştirip değiştirmeye gayret etmeyin, tahammül edemiyorsanız zaten bu iş baştan olmaz. Siz karşınızdakine hayran olacaksınız, o size hayran olacak birlikte olmaktan dolayı iki tarafta mutlu olacak ve kendini iyi hissedecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder