Aşk ne, özlem ne? Her sabah birini arzulayarak uyanmak da ne? Meğer damlarda tüten bacalar, Alev alev yanan sobalar, Sıcak bir yuvanın ocağın önünde oturan kadının, Kucağındaki yumurcak ve onun oyuncaklarıyla oynadığı park daha uyurken, Sabah sabah yemek telaşında koşturan karınca, Üstüne doğan güneşten kaçarken, Gölgeler küçülürken, Gül goncası yavaş yavaş açarken, Biten "gece" her sabah aynı telaşı yaşarmış, Ama gündüze gün doğarken aşkını anlatamazmış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder